Psikodinamik kuramda bir bireyin, anneyi ona karşı olumsuz duygular beslemeye rağmen ona bağlı olması, genellikle derin ve karmaşık bir içsel çatışmaya işaret eder. Bu durumun temelleri erken çocukluk dönemine, özellikle bağlanma süreçlerine dayanır. Psikodinamik bakış açısına göre, çocukların temel bakım verenlerine (genellikle anneye) olan bağı, hem fiziksel hem de duygusal bir güvenlik ihtiyacına dayanır. Bu ihtiyaç, bireyin hayatta kalma, güvende hissetme ve aidiyet duygusunu geliştirmesi açısından çok önemlidir. Ancak, anneyle ilişkide travmatik, olumsuz veya istikrarsız deneyimler yaşanmışsa, bireyde anneye karşı karmaşık duygular gelişebilir.
Bu karmaşık duygu durumu, bir yandan anneye olan temel bağı sürdürme ihtiyacını ifade ederken diğer yandan onunla olan ilişkinin sağlıklı bir güven kaynağı sunmaması veya duygusal acıya yol açması ile de şekillenir. Bu tür ilişkilerde kişi, annesine karşı sevgisiz veya kızgın hissetse bile ondan tamamen kopmayı başaramaz. Zira bu bağ, çocukluk döneminde gelişen temel bir “hayatta kalma” bağlanmasıdır. Bir başka deyişle, birey, anneye karşı olumsuz duygular hissetse de ona psikolojik bir bağımlılık geliştirir. Psikodinamik literatürde bu duruma “bağlanmanın ikilemi” veya “çözülmemiş bağlılık” gibi isimler verilir.
Bu bağlanma çelişkisi, genellikle bireylerin yetişkinliklerinde duygusal ilişkilerinde veya kendilik değerinde sorunlar yaşamasına yol açabilir. Bu durumda, kişi yakın ilişkilerde benzer duygusal çelişkiler yaşayabilir, güvenli ve sağlıklı ilişkiler kurmakta zorlanabilir veya bağımsızlaşmakla ilgili problemlerle karşılaşabilir. Terapi sürecinde, bu duyguların kaynağına inerek bireyin sağlıklı bir kendilik algısı geliştirmesi ve ilişki biçimlerini yeniden yapılandırması hedeflenir.
Ergenlik dönemi, özgürlükten yetişkinliğe geçiş yaptığı hızlı fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal değişimlerle dolu bir şekilde anlatılmaktadır. Bu yoğun değişim sürecinde ergenler,hem kendilerinin hem de çevreleriyle ilgili birçok kişinin yanıtlarını ararlar ve bu süreçte çeşitli psikolojik sorunların ortaya çıkması neden olabilir. Ergen psikolojik sorunlarının nedenleri, biyolojik, psikolojik ve yoğunlukta bir araya gelmesiyle şekillenir.
Hormonal ve Finansal Değişimler
• Hormonal dalgalanmalar ,
• Fiziksel yolculuk
• Kimlik Arayışı ve Kendi Yolunu Bulma
• Ergenlik dönemi, bireylerin kendi çalışmalarını oluşturma ve “Ben kimim?” deme dönemidir. Ergenler, ailelerinin, üyelerinin ve toplumun beklentileri arasında bir kimlik oluşturmaya çalışır. Bu süreç, kafa karışıklığına, güvensizliğe ve özsaygı problemlerine neden olabilir.
• Bu dönemdeki kimlik arayışı süreci bazı gençlerde kimlik bunalımına yol açabilir.
• Akademik Baskı ve Gelecek Kaygısı
• Bugünkü eğitim sisteminin gelişmiş yoğun akademik baskı , ergenlerde bsakıya neden olur.
• Gelecek kaygısı da ergenlerde strese yol açabilir.
• Arkadaş İlişkileri ve Sosyal Kabul İhtiyacı
• Ergenlik döneminde, arkadaş grupları ve sosyal çevre oldukça önemli hale gelir. Ergenler, akranları tarafından kabul edilmek ve beğenilmek isterler. Bu süreçte akran baskısı nedeniyle yanlış davranışlarda bulunabilirler.
• Zorbalık ,
• Aile İlişkileri ve Ebeveyn Tutumları
• Aile, ergenlik döneminde önemli bir yer tutar. Ancak ergenler bu dönemde aileden bağımsız olmak ister.
• Aşırı korumacı veya aşırı korumacı otoriter ebeveyn tutumları
• Destekleyici olmayan veya ilgisiz aile ortamları
• Duygusal ve Romantik İlişkiler
• Ergenlik dönemi, duygusal ve romantik gelişmelerin başladığı bir dönemdir. Bu dönemlerde yaşanan ilk deneyimler
• Mükemmeliyetçilik ve Öz Eleştiri
• Bazı ergenler, kendilerinden yüksek beklentilere sahiptir ve hata yapmaktan korkarlar. Bu mükemmeliyetçi eğilim, stres, yetersizlik hissi ve hatta tükenmişlik sendromuna yol açabilir. Kendilerine karşı aşırı eleştirel olan ergenler, sorunlar ve düşük özsaygı yaşayabilirler.
• Travmatik Yaşam Olayları
• Ergenlik döneminde yaşanan bazı travmatik olaylar (örneğin, bir yakınını kaybetme, boşanma, kazalar veya istismar) ergenin psikolojik sorunları ciddi şekilde gerçekleşebilir. Bu olaylar, kaygı bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlara yol açabilir.
• Genetik ve Biyolojik Faktörler
• Bazı problemler, genetik yatkınlık veya biyolojik faktörler nedeniyle ortaya çıkabilir. Depresyon, anksiyete gibi bazı ruh sağlığı sorunları, genetik özelliklerin ergenlik döneminde kendini gösterebilmesi. Ailede psikiyatrik rahatsızlıkların geçmişinde bulunan bireyler, psikolojik sorunlar yaşama konusuna daha yakındır.
• Medyanın ve Toplumun Etkisi
• Sosyal medya, internet ve toplumun dayattığı güzellik standartları, başarı beklentileri ve sosyal kabul ihtiyaçları, ergenlerin sürekli başkalarıyla karşılaştırmalarına yol açıyor. Özellikle sosyal medya aracılığıyla mükemmel yaşam ve beden imajı gibi mesajlar, ergenlerde özsaygı sorunlarına yol açabilir.
Ergenlik dönemi, pek çok değişim ve zorluklara odaklanan hassas bir dönemdir. Ergenlerin sağlıklı bir gelişme göstermesi için hem ailelerinin hem de toplumsal destek ihtiyaçları vardır. Açık iletişimi, ergenin duygusal güçlerini artırmak ve bu dönemde yaşanan zorluklarla başa çıkmak için yardımcı olmak, psikolojik sorunların önlenmesinde büyük bir rol oynar. Ayrıca ergenlerin bu sürecinde profesyonel destek almaları daha sağlıklı bir şekilde bu dönemigeçirmelerini sağlar.